Dec 17, 2014

Neden Dortmund?

Bir takım zaman olur zirveye çıkar, zaman olur dibe düşer. Bunlar zaten bir 'oyun' içinde olmanın doğal ve olağan sonuçlarıdır. Elbette başarı kazanmak sonuçları doğrultusunda her takım ve sporcunun öncelikli hedefidir, hiç kimse sahaya "Dur ulan şu maçı da kazanmayalım" veya "Hadi lan bu sene de küme düşelim" diye çıkmaz. Ancak bazı takımlar veya sporcular için maç kazanmak, insanlık adına doğru olanı yapmaktan, sporun bir sevgi ve saygı vesilesi olduğunu hatırlatmaktan daha önemli değildir. Çünkü maç veya şampiyonluk kazanmak, taktik ve strateji meselesidir, doğru veya yanlış uygulamalara açıktır, kısacası oyunun bir parçasıdır ve telafisi vardır. Saygı kazanmak ise hayatın bir parçasıdır ve kaybedildiği takdirde çoğu zaman telafisi yoktur.

Borussia Dortmund belki de tarihinin en güzel ve başarılı dönemini geçirdikten hemen sonra, yine tarihinin -en zor olmasa da- hayli sıkıntılı dönemlerinden birini yaşamakta şu günlerde, üstelik yakın geçmişte başarıyı yakaladığı aynı oluşum ve yapılanma içerisinde hem de. Buna rağmen Borussia Dortmund takımı belki görünürde önemsiz olsa da, böylesine şık bir harekete imza atabilecek karakterde ve güzellikte bir takım, belki de bazıları için bir takımdan daha fazlası:

http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/236100/borussia-dortmundtan-fair-play-ornegi

Belki de bu yüzden bu kadar sevilen bir takım Borussia Dortmund. Aynı sebeple Jürgen Klopp. Bu yüzden Dortmund bu sene küme düşse dahi o efsane sarı-siyah tribünler yine dolacak, insanlık adına doğru olan çizgide yüründüğü sürece. Çünkü bazı şeyler o skor tabelasında veya puan cetvelinde yazandan çok daha fazlası.

Küçük mutluluklara çok mu acıktık, yoksa dünya mı çok pis?

Dec 11, 2014

Otoban Kenarında Oturma Şarkısı

Otomobiller akar gider
Otomobiller sanki su gibi
İnsanlar içinde bir tür balık
Karbüratör kapağı filan trigger kayışı
Bazen mavi gökyüzü bazen değil gibi
Herkesin bir hikayesi
Kimi başından kimi sonundan
Herkesin hikayesi Çin gibi
Çin gibi çok kalabalık
Çocukların gözleri cin gibi
Çocukların gözleri küçük kara balık!

Buharlaşan asfaltın kulağımıza
Beethoven bemol tecavüzleri
Asfaltın buharlaşan manik çığlığı
Asfaltın buharlaşan manik çığlığı

Tutkal kıvamında avuçlarımın içinde
Beethoven diyez mecaz i mürsel
Kauçuk firenlerin demir körlüğü
Kauçuk firenlerin demir körlüğü

Teğet geçer yolculuklara
Karnım tok ilan ediyorum
Lazım değil organik öğünler
Karnımı klorofille doyurmuşum
Otoban kenarında ben bugün
Otoban kenarında oturmuşum

Ceplerimde biriktirdiğim
Ceplerimde ister istemez ve gayet kasıtlıca
Kafiyeler ve püsküllü hece ölçüsü
Oysa hikayeler yedi yüz elli kez komiklice
Ceplerimde delik deşik
Bazı şairlerin kimi dizeleri
Sol şeritten düz bir çizgide
Pek süslü kaytan vecizeleri
Yanık mazot kokusu
Burun deliklerine
Burun deliklerinden beyazciğere
Yanık mazot kokusu düşman ve
Oksijenle kılıç kalkan
Sen çok yaşa padişahım exhaust
Senin gibi olsun senden korkan

Binaların hipermetrop gözümüze
Dostoyevski maksat tecavüzleri
Yükselen binaların manik çığlığı
Yükselen binaların manik çığlığı

Bayatlamış bir ekmek tuzsuz bir çorba
Dostoyevski ölmüş mecaz i mürsel
Debriyaj mücadelesi yaşam körlüğü
Debriyaj mücadelesi vites boşluğu

Gece olur kaçar gider güneş
Ben otoban kenarında doğdum çırılçıplak
İçimde gece yarısı ekipleri
Ekip otosu içinde bariyerler ve çimenler
Tutuklu bileklerinde kelepçeler
Gece olur kaçar gider güneş
Otoban bir akarsu gibi
Otoban durmaz

Bilmek mümkün değil
Nereden başlamalı
Bir çıkış yolu
Bilmek mümkün değil anlatmaya hikayeyi
Coğrafya enlemler boylamlar
Belki tarih gıyaseddin keyhüsrev
Hepsi içimizden dışımıza doğru
Hepsi kendi kendine paralel
Bir hikaye daha
Çünkü bitmez
Öğreneceğiz dinlemeyi
Vitesi dörtten beşe
Memur bey cebiniz kalınlaşmış
Tam ortasından böldüm cümleyi

Teğet geçer yolculuklara
Karnım tok ilan ediyorum
Lazım değil bugün öğlen
Karnımı klorofille doyurmuşum
Otoban kenarında ben bugün
Otoban kenarında oturmuşum

Herkesin hikayesi Çin gibi
Çin gibi çok kalabalık
Çocukların gözleri cin gibi
Çocukların gözleri küçük kara balık!

NOT: İş bu metin, henüz yazılmamış yarı güldürülü pek müzikli “Otoban Kenarında Oturma Sanatı” isimli güzide tiyatro oyununun, henüz bestelenmemiş şarkılarından birinin sözlerine tekabül etmektedir.