Oct 27, 2014

Sözgelimsel: (Dört) Debriyaj

basıyorum
-ayağımın tabanında karıncalar geziyor-
debriyaja ve hiç basmadığım bir türde
anlıyorum ki
debriyaja basışların
bile türlü türlüsü var
dörtteydi biliyorum
hazır basmışım diyorum
ve
atıyorum vitesi
beşe
kamyonet yükünce şeker
sığması mümkün değil
pantolona
dağıtıyorum kimsesizlere
çocuklara
dosta ve eşe
çiçekler bugün bedava
yani satılmıyor
yağmur yağarsa
ıslanmaktan korkmuyoruz üstelik
güneşe karşı duruyorum
ellerimle doyuruyorum güneşi
güneşi söküp alıyorum olduğu yerden
-parası neyse veriyorum-
ve
oyunlar oynuyorum
iki mars bir düz edip
hep yek bakıyorum
yörüngeye doğru
masallar kasabasından
ki
kavgamız sebayi dü
güneşle oturup
aynı kadehten içiyoruz sonra
gece yarısı sessizliğinde
alelacele
ve tatlı bir telaşlı
ve aklıma gelen her şey
bir bölü iki
gömleğimin düğmeleri açık kalmış gibi
ayağımda terliklerle
fırlamışım
metroların turnikelerinden
kiliselerin bahçelerinden
ve
kapıların kirişlerinden
bütün bu heyecanım
ve titremesi ellerimin
düzensiz soluk alışlar
hep bu
özleyişlerimden
hatırlıyorum
bilinçli bir anınız yok
diyordu nietzche
ki haklıydı
çünkü basmıyorsa ayaklarımız yere
ve kanatlandırıp uçuruyorsa bizi
içimizdeki kelebekler
bilincimiz yerinde sayılmıyordu
ve doğru akışkanlardan muaftı
müfredatımız
ve ben parmaklarım ucundan fırlamış
naylon terliklerleydim koşarken
dikiz aynasından izliyordum
otoban kenarından akan
ömürleri
bütün hücrelerim yabancı bir şarapla
dolup taşarken
yollar kaygan
sanki her sabah biraz dün akşam
sanki her akşam
biraz
yarın sabah
çünkü bir avuç
belki bir kaç gram
titretiyor bizi
ferrania sandolem
bir kıtadan diğerine
-belki avrupa'dan asya'ya
belki antartika'dan afrika'ya-
zehir zemberek uçacağım
rüzgarla dans edecek
yalan yanlış taranmış saçlarım
bir nefeste
tek bir nefeste
ne var ne yok
dökülecek içim
tansiyonum çıktı
büyük on dokuz
küçük o biçim
-söylesenize nasılım-
söylemeyin
bence gayet
iyiyim

No comments:

Post a Comment